"Benimle aynı düşüncede olmayan insan düşman değildir; Sadece benimle aynı düşüncede olmayan başka bir insandır." (Alıntı)

FİKİR KENTİ - Son Eklenenler ...

Hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ağustos 2008 Pazartesi

MİZAH : Arkan Sağlam mı ? :)))

'Denizli'de arastirma yapmak icin kamp kuran bir grup universite ogrencisi, kamp yakinina tuneyen bir Denizli horozunun sabahin erken saatlerinde yuksek sesle otmesinden cok rahatsiz olmuslar...
Sabahin korunde ortaya cikan horoz, once dikleniyor, sonra dakikalarca otuyormus...
Tabii ekipte ne uyku ne de huzur birakmiyormus.. .
Sonunda sabirlar tukenmis...
Susturmak icin baslamislar horozu kovalamaya.. . Horoz onde.. Gencler pesinde...
Mahalle arasina dalmislar... Kovalamacayi goren, fakat bir anlam veremeyen yasli dede, seslenmis:
- Hey, evlatlar!.. Bu zavalli horozu niye urkutuyorsunuz? ..
- Dede, sabahin korunde otmeye basliyor, kampi ayaga kaldiriyor. O yuzden basini kesecegiz!..
- Yaziktir evladim yapmayin!.. demis ihtiyar, birakin, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsiz etmez sizi...
Gencler bunun uzerine kovalamayi birakmislar.
Ertesi sabah, hafif 'gak - guk' sesleri disinda horozdan kayda deger hicbir ses cikmadigini gorunce de sasirip dedeye kosmuslar:
- Yahu dede, ne yaptin da bu horozun sesini kestin?..
Ihtiyar gulmus:
- Kicina zeytinyagi surdum. Horoz kabararak otmeye yeltendiginde, gerisi tutmuyor ki kuvvet alsin... Ancak 'gak - guk' edebiliyor.. .
Kissadan hisse:
Arkan saglamsa, istedigin kadar kabarir, diklenir, sozunu dinletirsin.
Arkan bir gevsemeye gorsun, ancak 'gak-guk' edersin...

(İnterNetDen)

21 Haziran 2008 Cumartesi

GENEL : Limit Sizsiniz... (Sezen Aksu)

Mümin Sekman 'ın "Limit Sizsiniz" adlı kitabındaki
SEZEN AKSU anlatımı...


(Fotografa tıklayarak büyütebilirsiniz.)

31 Mayıs 2008 Cumartesi

KADINveERKEK : Erkek Olmanin Dayanilmaz Keyfi


* Kolundaki, bacagindaki tuyleri mutemadiyen aldirmak zorunda degilsin.
* Biyiklarin utanc degil, cogu zaman ovunc kaynagidir.
* Bes gunluk tatil icin ufak bir canta yeter.
* Her kavanozu tek basina acma kabiliyetine sahipsin.
* Makyaj tazeleme sorunun olmadigi icin zirt pirt tuvalete gitmezsin.
* Kilo aldiginda dostlarin sana aciyarak bakmaz.
* Topuklu ayakkabi gibi bir seyin ustunde hokkabazlik yapmak zorunda degilsin.
* Ayakkabilarinin topugu ve tirnagin asla kirilmaz, corabin kacmaz.
* Sacinin nasil gorundugu hic onemli degildir.
* Pisirecegin hayvani kendin avlayabilecek guctesindir.
* Dus yapman ve giyinmen en fazla on dakika surer.
* Gereksiz esyalarin bulundugu bir cantayi tasima aliskanligin yoktur.
* Ceketini alip cikarsin.
* Besli paket halindeki donlarin fiyati, tek bir sutyenin ki kadardir.
* 50 yasina da gelsen kimse evde kaldigini iddia edemez.
* Yuzundeki tum renkler orjinaldir. Ne silince, ne yagmurda cikmaz.
* Sohbet ettigin insanlar, bakislarini goguslerine dogru kaydirmaz.
* Evlenince soyadini degistirmek zorunda kalmazsin.
* Her zaman tek parca mayo giyersin.
* Karsi cinsle esit olduğunu kanitlamak icin adanmis omur suren hemcinslerin yoktur.
* Kahvehaneler, stadyumlar ve bilumum yerler sirf senin daha keyifli bir hayat surmen icin vardir.
* Sen hic 'Erkek Hastaliklari Uzmani' diye bir kavram duydun mu?

(İnterNetDen)

23 Mayıs 2008 Cuma

GENEL : Küçük kırlangıçtan büyük rekor... (7 bin 735 kilometre uçtu.)

Güney Afrika’da 7 Mart 2006’da yakalanıp halka takılan küçük kırlangıç, 7 bin 735 kilometre uçup Iğdır’da Yukarı Çıyrıklı köyündeki Aras Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin ağlarına takılarak bir Türkiye rekoru kırdı.

Haberin Devamı : Milliyet

9 Mayıs 2008 Cuma

FAYDALI BİLGİLER : Hormonsuz gıda nasıl anlaşılır?

Sebze ve meyvelerin dış görünüşü sizi aldatmasın... Peki meyve ve sebzelerin tazeliğinden nasıl emin olabiliriz? Dış görünüş ve yapılarına göre ayırt edebileceğimiz bazı yiyecekler şöyle:


DOMATES : Domates kesildiğinde içi fazlaca boşsa, meyvenin ucunda sivri çıkıntılar ve yuvarlak yapısından farklı bir şekle sahipse, hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domateslerde dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür.

SALATALIK : Şekilsiz, bir ucu kalın, bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat edin. İçleri adeta sünger gibi, çekirdek evi de kof bir yapıya sahiptir. Tatlarında farklılıklar ve lezzetsizlik vardır.

BİBER : Aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir. Çekirdek etrafı boş, etli kısımda domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku görülür.

PATLICAN : Şekli bozuktur. Kenarında şişlikler görülür. Yan yana yapışıktır. Etli kısmı sünger gibi kof olur.

PATATES : Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. Patateste aşırı gübre ve hormon kullanılırsa içinde kararmalar görülür.

ÇİLEK : Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur.

KARPUZ : Hormonlu karpuzların çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir.


Alıntı : www.bugun.com.tr

2 Mayıs 2008 Cuma

HAYAT OKULU : Müslüman kime denir, Nasıl bir insandır...?

En kısa ve öz tanımı ile bir müslüman, Allah'dan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de onun kulu ve elçisi olduğuna iman ve şehadet eden kişidir. Bu cihetle müslüman, sadece Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Kerim ile elçisinin sözleri ve amelleri doğrultusunda iman ve ibadet eder. Dinini iyi öğrenmiş ve anlamış bir Müslüman aşağıdaki gibidir:
  • Tokgözlü ve dürüsttür. Kimsenin ne parasında, ne malında gözü vardır.
  • Çalışkandır. Elini ve zihninin emeğinden başka kazanç bilmez.
  • Açıksözlü ve yüreklidir. Allah'tan başka hiçbir şey onu korkutamaz.
  • Yaşadığı ülkenin kanunlarına saygılıdır. Suç işlemez. İyi bir vatandaştır.
  • Alçakgönüllü ve güleryüzlüdür. Kibir nedir bilmez. Karşısındakine milliyeti, ırkı, dini, dili, rengi, inancı, kültürü, öğrenimi nedir diye düşünmeksizin, evvela bir insan olarak yaklaşır. Yardıma muhtaç birisi ile karşılaştığında, bu kişi bir dinsiz, bir kafir bile olsa, hiçbir şart ve karşılık aramaksızın kudreti dahilinde ona elini uzatır.
  • Müslüman olmayan insanları, dilinin döndüğü kadar imana davet eder. Onlara Allah'ın dininin güzelliklerini ve faziletini anlatmaya çalışır. Kimseye zorla birşey kabul ettirmeye kalkışmaz. Çünkü bunun mümkün olmadığını bilir. Güzellikle ve güleryüzle konuşur, haddini aşmadan nashihat ve tenbihde bulunur. Münakaşaya girmez.
  • Doğayı ve tüm canlıları sever, korur, onlarla barışık yaşar. Her canlının, tıpkı kendisi gibi, Allah'ın bir kulu olduğunun bilincindedir. Temizliğe çok önem verir, kendisini ve çevresini tertemiz tutar.
  • Uyanık ve araştırmacıdır. Mesela fen bilimlerine büyük bir merak ve saygı duyar. Allah'ın emirlerinin kainatta nasıl tecelli ettiğini anlamanın tek yolunun, müsbet fen bilimlerinin deney ve gözlemlerinden geçtiğini bilir. Günlük yaşantısında ve mesleğinde, tüm teknolojik yeniliklere açıktır.
  • İnsanlık ve düşünce tarihini öğrenmeye çalışır. Çeşitli medeniyetlerin, düşünce sistemlerinin, doğuş, yükseliş ve batışlarından ibret alır.
  • Dini bilgisini sürekli geliştirmeye çalışır. Bu konuda son derece dikkatli ve titizdir. Okuduklarını ve dinlediklerini Kur’an süzgecinden geçirmeden kabul etmez.
  • Asla sebepsiz yere cana kıymaz. Hele bir insanın canına kastetmeyi aklından bile geçirmez. Tek bir cana kastetmenin dahi, kainattaki tüm canlara kastetmekle aynı derecede büyük bir günah olduğunu bilir.
  • Barışsever ve uzlaşmacıdır. İnsanların, aralarındaki tüm sorunları barışçı görüşmeler ve anlaşmalar çerçevesinde çözebileceklerine inanır.

Bununla beraber müslüman, elbette eline vurulup ekmeği alınabilen, zalimden bir tokat yediğinde diğer yanağını dönen, aciz, çekingen, pasif ya da umursamaz bir insan değildir.
İmanına ve ibadetine engel konulmaya kalkıldığında yahut yurdundan sürülmek ya da kendi yurdunda esir gibi yaşamak tercihi ile karşı karşıya bırakıldığında, zorba tehditlere karşı kendini, gerekli gördüğü tüm yöntemlerle ve hayatı pahasına hiç tereddüt etmeden savunur!
Allah, tüm müslümanları böyle bir mecburiyette kalmaktan korusun.

Amin!

(İnterNetDen)

HAYAT OKULU : Bütün dünya buna bir inansa... (Ah bir İnansa.)

Su dunyadaki en mutlu kisi
Mutluluk verendir

Su dunyadaki sevilen kisi
Sevmeyi bilendir

Su dunyadaki en guclu kisi
Guclugu yenendir

Su dunyadaki en bilgin kisi
Kendini bilendir Su dunyadaki en olgun kisi
Aciya gulendir
Su dunyadaki en soylu kisi
Insafa gelendir

Su dunyadaki en zengin kisi
Gonul fethedendir

Su dunyadaki en ustun kisi
Insani sevendir

Butun dunya buna inansa bir inansa
Hayat bayram olsa

Insanlar el ele tutussa birlik olsa
Uzansak sonsuza!


Video :


(İnterNetDen)

VİDEO : Çocuk Görür... ve Çocuk Yapar...

Çocuk Ebeveynlerinden (Anne ve Babalarından) ne görürse onu yapar...
Tabii büyüdüğünde de...



(İnterNetDen)

HAYAT OKULU : Varren Buffet İlkeleri. (Dünyanın en zengin adamı)












Warren Edward Buffett
(d. 30 Ağustos 1930, Nebraska),

ABD'li ünlü iş adamı, hisse senedi yatırımcısı ve hayırseverdir. Berkshire Hathaway yatırım şirketinin sahibi ve Forbes Dergisi'nin "2008 Milyarderler Listesi"ne göre 62 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin insanıdır. 2006 Haziran ayında, yatırım şirketinin 10 milyon adet hissesini (yaklaşık 31 milyar dolar) Bill ve Melinda Gates Vakfı’na devrederek A.B.D.'de şimdiye kadar yapılmış en büyük bağışı gerçekleştirdi. Warren Edward Buffett, borsa simsarı Howard Buffett (sonraları kongre üyesi olan) ve Leila Buffett'ın üç çocuklarının ortancası olarak Omaha, Nebraska'da dünyaya geldi. Para konusunda inanılmaz yetenekli olan Buffett, daha altı yaşındayken büyükbabasının bakkal dükkanından satın aldığı 6'lı Coca-Cola şişelerinin, tanesini 5 cent kârla satarak, para kazanmaya başladı. 11 yaşındayken yüksek finans dünyasına adım attı ve babasının yanında çalışmaya başladı. İlk satın aldığı hisseleri, değer kazandıklarında sattı. Fakat sadece bikaç sene sonra bu hisselerin tavan yaptığını görünce; iyi şirketlere, uzun dönemli yatırım yapmak gerektiğinin önemini öğrendi. 1947'de liseden mezun olduğunda üniversiteye gitmeyi hiç düşünmeyen Buffett, babasının ısrarıyla Pennsylvania Üniversitesi'ne bağlı Wharton Business School'da 2 yıl geçirdi. Babasının 1948'deki kongre seçimlerini kaybetmesiyle Omaha'ya döndü ve University of Nebraska-Lincoln'e transfer oldu. Sıkı bir çalışmayla buradan 3 yıl içinde mezun olmayı başardı. Harvard Business School'a başvurmaya ikna edilmesine rağmen, çok genç olduğu için kabul edilmedi. Bunu önemsemeyerek Colombia Business School'a girdi ve ünlü risk analisti Benjamin Graham'ın profesörlüğünde çalışarak, 1951 yılında mastır derecesini aldı. Wall Street'de çalışmak istemesine rağmen hem babasının hem de Ben Graham’ın itirazlarıyla karşılaştı. Graham'ın yanında bedava çalışmayı teklif etmesine rağmen red cevabı alınca tekrar Omaha'ya döndü. Bu dönemde borsa simsarı olarak çalıştı ve aynı zamanda da konuşma kursları alıp, Nebraska Üniversitesi’nde "yatırım ilkeleri" konulu gece dersleri vermeye başladı. 1954'de Graham, şirketinde kendisine bir iş teklif etti. Burada 2 yıl çalıştıktan sonra Graham'ın emekliye ayrılmasıyla yeniden Omaha'ya döndü ve 1956'da ilk yatırım ortaklığı olan Buffett Associates, Ltd'yi kurdu. 1962'de Berkshire Hathaway dahilinde Buffett Partnership'in temelini attı. Başlarda tekstil sektöründeki düşüş yüzünden kötü bir fikirmiş gibi görünmesine rağmen Berkshire Hathaway, dünyanın en büyük holding kuruluşlarından biri ha. Nisan 1952’de, 22 yaşındayken, Susan Thompson'la evlendi. Birlikte Susie, Howard ve Peter isimli üç çocukları oldu. Evliliklerinin 25. yılında ayrı yaşama kararı alan çift, 1977'den itibaren ayrı yaşamaya başlamalarına rağmen, Susan Thomson'un 2004 yılındaki ölümüne kadar evli kaldı. Ayrı yaşamaya başlamalarından sonra, Susan'ın kendisiyle tanıştırdığı Astrid Menks ile uzun bir birliktelik sürdürdü. (Kaynak : Vikipedia)

(Fotograflar : İnterNetDen)

19 Mart 2008 Çarşamba

18 Mart 2008 Salı

EBRU : Sudaki Boyaların Resme dönüşmesi...



Geleneksel Türk Sanatlarından, ebru, yoğunlaştırılmış su üzerine toprak ve toz boyalarla resim yapma sanatıdır. Koyulaştırıcı bir madde ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılmış, suda erimeyen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin bir kağıda geçirilmesiyle yapılır.

(Kaynak : Vikipedi)







(İnternetten)

29 Aralık 2007 Cumartesi

HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI?

Aylin Kotil,

Cumhuriyet Gazetesi- 23 Mayıs 2004

Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama, yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anlatmaya başladım:

Annelik uzun zaman alan ve günün yirmi dört saati devam eden adı 'insan yetiştirmek' olan bir iş. Bir kere bilmelisin ki, zaman alacak. Neye zaman harcarsan onun karşılığını alırsın. İşine zaman harcarsan işinden, eşine zaman harcarsan eşinden, çocuğuna zaman ayırırsan da ondan karşılığını alırsın. Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret, acı çekmeden olgunlaşamayacağını... Kıskanmamayı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden...

Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini. Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona. Her şeyin bir sonu olduğunu öğret. Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini. Kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunu, gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini, tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğret. Kitaplardan keyif almasını, ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını, ama okumayı sevmesini öğret ona. Elbet er ya da geç alacaksın biliyorum, ama mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı. Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar ver, sıkılmayı öğret ona, sıkılıp ta kendini yönlendirmeyi bulmasını.

Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret. Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlat. Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı ol, yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağla. Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret, belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar, bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine...

Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğret ona. Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan çok daha keyifli olduğunu öğret. Alın terine saygıyı öğret ona.

Aşk acısı çekmenin hiç aşık olmamaktan daha güzel bir duygu olduğunu öğret. Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi gerektiğini öğret, başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı... Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini öğret. Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlat.

Hayatı sorgulamayı öğret ona... Bilginin en büyük güç olduğunu öğret. Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını, ama kalbini ve ruhunu kendisine saklaması gerektiğini öğret. Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmesini öğret ve haklıyken dik durmasını.

Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık duyabileceğini öğret. Basit yaşaması gerektiğini öğret ona, çay içmekten keyif almayı... "İstemiyorum", "hayır" demeyi öğret ona, istediğinde ise "istiyorum" demeyi, Sevdiğinde ise "seni seviyorum" diyebilmeyi öğret ona. Bir kot pantolon ve tişörtle üniversiteyi bitirmeyi öğret ona. Temiz kokmasını...

Sorgusuz sevmeyi... El yazısı ile notlar yazmayı... Lafı dolandırmamayı... Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını, dostluğa yatırım yapması gerektiğini, kıymetini bilmeyenlerden uzaklaşmasını öğret ona. Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını, İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona, en yoğun zamanda bile kendine vakit ayırması gerektiğini öğret... Ama en çok da kendini sevmesini öğret... Kendini sevmezse kimsenin onu sevmeyeceğini... Kendine çiçek almazsa kimseden çiçek beklememesi gerektiğini... Kendine özenli yemekler yapıp sofralar kurmazsa kimsenin onun için yemek hazırlamayacağını...

Hayatta her şeyden çok kendisinin önemli olduğunu öğret ona...


27 Ekim 2007 Cumartesi

En Çok Okunanlar...

Fenerbaçe taraftarıyım...

FOTOGRAF

KARİKATÜR ve MİZAH

YARARLI BİLGİLER

OTOMOTİV

Ziyaretçilerim...

Beğendiğim Sözler...

"Şükretmek, yaşamımıza daha çok şey katmanın mutlak yollarından biridir"
Marci SHIMOFF

"Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım."

Necip Fazıl Kısakürek


"Dünya, Kötülük yapanlar yüzünden değil,
sayıları daha çok olduğu halde, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir."
Albert Einstein.


Güneş; Işık ve Sıcağından yarar sağlamak için kendisine yalvarılmasını beklemez.
Sende güneş gibi ol, beklenen iyiliği senden istenmeden yap...
Epiktetos.



İnsan gülebildiği kadar insandır.
Moliere.


Hiç bir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin.
Don Herald.


Unutma ki, ağzında bal olan Arı 'nın, kuyruğunda da iğnesi vardır..
John Lyly


Hayata değer bir yaşam,Sevmeye değer bir aşk, Dostluğa değer bir arkadaşlıktan asla vazgeçme.
Ne eksik ne fazlasını ara ve Seni üzenle asla uğraşma.
(Bilinmiyor)


Benim başarı konusunda bildiğim tek şey, Başarmak konusundaki kararlılıktır.
William Feather.


İnsan başkalarını aldatma alıştırmasını önce kendinde yapar.
Refik Halit Karay


Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya ... Kalp durur ... Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...
Hz.Mevlana

30.11.2007 den itibaren...

***