Tarih: 4 Kasım 2008 Kaynak: Architectural Record Yazan: William Hanley Derleyen: Burcu Karabaş, Gökçe Aras, Gül Keskin, Zeynep Güney - www.Arkitera.com
Tarihinin temelini göçebe uygarlıkların attığı Kazakistan, bugün New York’a yakın nüfusuyla 5 milyon km2’den fazla bir alanı kaplıyor. Bu özellikler göz önüne alındığında kentsel mimarinin en başarılı örneklerinin hayata geçirilebileceği bir ülke olarak görünmeyen Kazakistan, Britanyalı komedyen Sacha Baron Cohen’in 2006 yapımı Borat adlı filminde “geri kalmış bir köhnemiş kulübeler ülkesi” olarak dahi tanımlanıyor. Ancak çağdaş Kazakistan kentleri hakkındaki gerçeği, ülkenin başkenti Astana üzerinde yükselen Huzur ve Barış Sarayı’nın cam piramidi yansıtıyor.Tasarımı Foster & Partners’a ait olan bu anıtsal yapı, geniş bir taban üzerinde yaklaşık 60 metre boyunca yükseliyor ve atriyumu, zirvesindeki bir pencereden giren gün ışığıyla aydınlanıyor. Dini liderlerin üç yılda bir yapılan özel buluşmasına da ev sahipliği yapan bir toplantı salonu, piramidin zirvesinde asılı duruyor ve zemininde bulunan büyük, dairesel camdan atriyumun ışık almasına imkan veriyor. 2006 yılında tamamlanan ve yaklaşık 61 milyon Dolar’a mal olan piramit, Sovyet geçmişinden sıyrılan ve bölgesel ekonomide bir lider haline gelen Kazakistan’ın simgesi haline geldi.
Kaynak: Foster & Partners
Kazakistan 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından kısa bir süre sonra bağımsızlığını ilan ederek başkentini Astana'ya taşıdı. O tarihten itibaren hükümet, gelişmiş petrol ve gaz endüstrisinden kazandığı milyarları kenti görülmeye değer hale getirmek, hatta bazı gözlemcilere göre ise "Bozkırda bir Brasilia"ya benzetmek için çaba harcadı. 2008 yılının başında petrol fiyatlarının tavan yapmasıyla gelişim dalgası ülke geneline yayıldı. Kent, bozulma konusundaki ününe ve kötü insan hakları yönetimine rağmen, Massimiliano Fuksas Architetto ve Behnisch Architekten gibi üst düzey Batılı mimarlar için oldukça cazip hale geldi. Birçok proje, kendine özgü Kazak kimliğini ortaya koyacak şekilde tasarlanıyor ve inşa süreçleriyle de dünyanın en hızlı gelişen ülkelerini taklit ediyor.
Kaynak: Foster & Partners
Astana gelecek yıllarda Foster + Partners tarafından tasarlanan iki projeyle kendini gösterecek. Bunlardan ilki Birleşik Arap Emirlikleri'nden Aldar Properties tarafından geliştirilen karma kullanımlı Abu Dhabi Plaza. İkincisi ise yaklaşık 150 metrelik bir direğe asılmış, tenteyi andıran kumaş cephesiyle Khan Shatyr Eğlence Merkezi. Merkez 2009’da tamamlandığında, inşası sadece üç yıl süren kentin en büyük binası olacak.
Kaynak: Foster & Partners
Kış sıcaklığının yaklaşık -18°C olduğu bir şehirde, enerji-tutucu polimer ETFE'den yapılmış şeffaf bir şemsiyenin altında yaratılan kentsel park ve 30.200 m2'lik Khan Shatyr Eğlence Merkezi, perakende satış birimleri, restoran, sinemalar ve bir su parkını kapsayacak. Projenin başındaki büyük ortak Nigel Dancey "Bu kadar büyük bir binayı, kısa zaman çerçevesi içinde inşa edebilmek için yenilikçi inşaat metotlarına ihtiyacımız olacağı açıktı. Dev bir çadır yaratarak, tasarımda da Kazakistan halkına Yurt Çadırı'nın tarihi önemini anımsatmış olduk," diyor.
Kaynak: Koetter, Kim & Associates
Tasarımında, Kazakistan'ın göçebe geçmişinden elemanlar barındıran bir başka proje de, ülkenin diğer bir bölgesi Aktau Limanı'nda yer alıyor. Şehir, ilk başta Sovyet Rusya tarafından Hazar Denizi'ndeki petrol çalışmalarına destek olması için geliştirilmişti. Şehrin alçak yatay bloklarla sınırlanan çok sayıdaki sert bulvarlar dizisi, büyük askeri araçlara ev sahipliği yapmak için tasarlandı. Boston Koetter'daki Kim & Associates'in başkanı Susie Kim "Caddeler insanlara değil, yalnızca tanklara yönelik tasarlandı," diyor.
Kaynak: Koetter, Kim & Associates
Kim’in şirketi, Millennium Uluslararası Gelişim tarafından şehrin kuzeyindeki büyümenin master planını hazırlamakla görevlendirildi. Yoğun bloklardan uzaklaşan, denize bakan villa tipi evlerin oluşturduğu geniş ve açık yürüme yollarıyla plan, Aktau’ya daha insancıl bir ölçü getirdi. “Karma kullanımlı binaların sade bir modeliyle çevrelenmiş kamusal bahçe ve parklar, planın birçok yerinde tekrarlanıyor. Böylece kamusal alana güvenli geçişle, özel mülk hissi dengeleniyor,” diyen Kim ekliyor: “Hem çevrelenmiş, hem de genişleyebilen alanlar yarattık.”
Planın tamamı, silüeti belirleyen Yeni Aktau Şehri Enerji Kulesi’nin ve kanallar, sokaklar aracılığıyla semtteki yapıları soğutacak olan yenilikçi deniz suyu pompalama sisteminin bulunduğu bir merkezin etrafında konumlanıyor. Mimarlar, bölgenin göze çarpan kamusal yapılarından biri olan ve Kazakistan’ın tarihi göçebe çadırlarından yola çıkılarak inşa edilen, camla çevrili perakende satış alanı “Crystal Souk”un (Kristal Çarşı) bir modelini yaptılar. “Geleneksel olan tek yapıları dairesel çadırları,” diyor Kim.
Kazak yetkililer, birkaç test çalışması tamamlandıktan sonra, kentin önemli bir kısmının on yıl içerisinde geliştirilmesi için çabalıyorlar. Kim, bu gelişmeleri birçok gözlemcinin de paylaştığı düşüncesini dile getirerek tanımlıyor: “Dubai’nin hızını örnek alıyorlar.”
Buradan Alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder